Önce web 2.0’ı tanımlayalım: Web 2.0 olarak bildiğimiz ve tanımladığımız şey 2000'lerin ortalarında çıka geldi.
Bugün yaşı benim gibi yetenlerin bildiği ilk internet uygulamalarının ilerisinde (Web 1.0-1991’den itibaren) bir vizyona sahip, statik web sayfalarının ötesinde kullanıcıların da içerik oluşturduğu ve veri aktardığı dinamik site ve uygulamalar olarak arzı endam etti Web 2.0. Özellikle Google ve Amazon gibi devasa platformlar, Facebook ve Twitter gibi sosyal medya siteleri ortaya çıkarak, herhangi bir zamanda herhangi biriyle çevrimiçi olarak bağlantı kurmayı ve işlem yapmayı kolaylaştırarak internet teknolojileri için yepyeni yollar açtılar. Web 3.0 ise, uzun zamandır üzerinde tartışılan web tabanlı uygulamaları birbirine bağlamak ve daha kişiselleştirilmiş bir web oluşturmak için gelişmiş makine tabanlı öğrenme ve yapay zekayı kullanan yeni nesil internet hizmetlerine verilen addır.
Web 3.0, kullanıcılara daha önce hiç olmadığı kadar hızlı şekilde, daha fazla kullanıcıya özel içerik sunmak için yapay zeka destekli arama algoritmaları (AI based Algo), sanal gerçeklik (VR), artırılmış gerçeklik (AR) ve gelişmiş veri analitiği (Big Data) kullanıyor ve kullanacak. Bu aşamada, görünürde son kullanıcı için ihtiyaçlarını karşılaması bakımından ön yüzde çok bir değişik olmayacak. Ancak arka planda aşağıda anlatmaya çalıştığım büyük değişiklikler oluyor. Kullanıcıların etkileşim katmanı olan ön yüzdeki farklılıklarsa, teknolojinin gelişip ucuzlaması neticesinde, tamamen 5 duyuya hitap eden çoklu-duyusal deneyimlere yol açacaktır. Bunun için biraz daha beklememiz gerekiyor.
Nereden Çıktı Bu Web 3.0?
Web 3.0 fikri ilk olarak World Wide Web'in mucidi Tim Berners-Lee tarafından tanıtıldı ve daha önceleri Semantik Web olarak adlandırılan bir kavramı tanıtmıştı. Berners-Lee'ye göre, “Semantik Web, tüm içerik, bağlantılar ve insanlardan ve bilgisayarlardan gelen bilgi alışverişi dahil olmak üzere Web'de bulunan her veriyi işleyebilmeli ve analiz edebilmelidir.“ Bunun, makinelerin günlük faaliyetlerimizi tamamlamasına büyük ölçüde yardımcı olabileceğini de ön görmüştü (IoT-Internet of Things-Nesnelerin/Şeylerin İnterneti). Ancak bu tanım ve girişimlerden sonra Semantik Web-Web 3.0 olgusu hem teknolojik hem de etik bir takım engellere takıldı. Yapay zeka uygulamaları, AR-VR, büyük veri gibi yeni teknolojilerin kullanımının halka inmesi için ucuzlaması bunun için de epey bir zaman geçmesi gerekti. Yapılan Ar-Ge faaliyetleri ve yatırımlar sayesinde nihayet bu noktaya 5-6 yıl önce gelindi.
Ancak bu sefer de tüm bu Web 3.0 bayraktarlığını yapanlar, olgunun merkezi bir yönetimin elinde olması, tek bir sunucu-yönetici-ara hizmet/servis sağlayıcı mantığında işletilmesinden rahatsızlık duymaya başladılar: İdealde merkeziyetsiz, demokratik, kişiler arasında güvenli ve şifrelenmiş, herkesin platforma sunduğu katkı oranında oy hakkının olduğu (DAO-Decentralized Autonomous Organization-Merkeziyetsiz Otonom Organizasyon) organizasyonel bir yapıya ihtiyaç duyuldu.
Tam bu esnada gelişmekte olan blokzincir yazılım ve teknolojileri, Web 3.0’ın ihtiyaç duyduğu bu yapıyı karşılamaya adaya oldu. İlk uygulamalar neticesinde görüldü ki, Web 3.0 ve blokzincir el ele harika bir çift olup, Tim Berners-Lee’nin hayal ettiği güzellikte yepyeni bir dönemi kurmaya adaydılar. Web 3.0 tam olarak uygulandığında, olağanüstü büyüklükteki veriyi/bilgiyi, çevrimiçi olarak çeşitli uygulamalara ve web sitelerine erişilebilir hale getirmesi ve bu sistemlerin internet kullanıcılarının aktivitelerinden topladıkları verileri anlamalarını sağlaması bekleniyor.
Google ve Facebook gibi teknoloji devlerinin bu çağda artık kullanıcı verilerini kontrol edemeyecek veya bunlara erişemeyeceklerini unutmayın. Bu nedenle, veri gizliliği yasaları artık onlar tarafından daha önceleri olduğu gibi ihlal edilemeyecek. Çünkü blok zincir teknolojileri veriyi herkesin kendi cihazında şifreli halde kaydedip, tüm zincirde saklanır hale getiriyor.
Örnekler
-Gelişen teknolojiyle artık siz siteye girdiğiniz zaman, sizi karşılayan 3B grafiklerle tasarlanmış bir avatar ile sohbet ederek, ona ihtiyacınızı söylediğiniz ve anında hizmet aldığınız platformlara doğru bir yolculuk olacak. (Bloktopia’daki gibi) -Sizin anlamlandırmakta zorlandığınız büyük veri yığınlarını işleyip, saniyeler içinde talep ettiğiniz sonuçları size verecekler. (Big Data) -5G mobil teknolojileri ile artık sürekli internete bağlı olan nesneleri, mesela arabanız ve ev eşyalarınızı, dilediğiniz yerden kontrol edebilir hale geleceksiniz. (IoT) -Web 3.0'ın blokzincir, kripto para, Nesnelerin İnterneti (IoT) ve açık kaynaklı yazılım gibi teknolojilerden yararlanarak eşler (P2P) arası bilgi alışverişinin sınırlarını da zorlaması bekleniyor. -Bu güzel harmanın öncülerinden Theta, DTube, Basic Attention Token-BAT (Brave browserı mutlaka deneyin), Filecoin, Storj, Audius, The Graph, Uniswap, Decentraland gibi projeleri sayabiliriz.
-Yukarıdaki listedeki projelerden işinize yarayan varsa üye olup hizmet alabilirsiniz. -Projelerin tokenlarını / koinlerini alıp yatırım yapabilirsiniz. -Proje kullanıcılarından olup, para yatırıp, yatırımı da kilitleyerek (staking), platformların geleceğinde söz sahibi olabilirsiniz. -Ön satışlara katılıp ilk yatırımcılardan olabilirsiniz.
Tüm bu güzel gelişmelerin tabi ki ön görülemeyen riskleri de beraberinde getireceğini unutmayalım. Onları da bir sonraki makalede ele alırız artık.
Kalın sağlıcakla…
Trade active
Çok beğendiğim Humans.ai adlı projeyi takip etmenizi öneririm.
The information and publications are not meant to be, and do not constitute, financial, investment, trading, or other types of advice or recommendations supplied or endorsed by TradingView. Read more in the Terms of Use.